PRP Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler
PRP, kişiden alınan az miktardaki kanın ayrıştırılması ve bileşenlerine ayrılması yoluyla elde edilen platelet yönünden zenginleştirilmiş plazmanın enjeksiyon yoluyla geri verilmesi yoluyla uygulanan bir medikal estetik prosedürdür. Tıbbın cildiye, üreme ve ortopedi gibi farklı alanlarında sıklıkla kullanılan PRP tedavisi, enjeksiyon yapılan bölgelerde bulunan kök hücreleri aktive ederek dokuların yenilenmesi sürecini destekler.
Trombosit olarak da adlandırılan plateletler kanın pıhtılaşmasını sağlayarak vücuttaki onarım sürecini tetikler. Bu sayede herhangi bir hasar durumunda doku onarımını sağlamak mümkün olur. PRP uygulaması kapsamında kişiden alınan kan işlemden geçirilip ayrıştırılır. Elde edilen plateletler ve büyüme faktörlerinin ihtiyaç duyulan bölgelere çok daha fazla ulaşması ve bölgedeki yenilenmenin daha hızlı olması sağlanır.
PRP tedavisi kapsamında enjeksiyon yapılan bölgedeki kolajen üretimi uyarıldığı için cilt gençleşebilir ve vücudun her alanı yenilenebilir. Ayrıca yaraların daha hızlı iyileşmesi sağlanabilir. Hasarın çok daha kısa sürede onarılması mümkün olabilir.
PRP tedavisinden sonra cilt yüzeyine kırışıklıklar oluşması söz konusu olabilir. Uygulamadan sonra hasta hemen eve gidip günlük yaşantısına devam edebilir. Uygulama bölgesinde şişlik oluşması durumunda buz kompresi yapılması fayda sağlayabilir. PRP uygulamasından sonraki 7 gün boyunca kan sulandırıcı ilaç kullanılmaz. İki gün süreyle de sauna ve buhar odasına girilmez. Hastanın hızlı ve sağlıklı bir iyileşme süreci yaşaması için en az 3 gün süreyle sigara ve alkol tüketimine ara vermesi gerekir.
PRP enjeksiyonundan sonraki 24 ila 48 saat boyunca hasta istirahat etmelidir. Uygulamanın ardından bölgenin temizlenmesi olumsuz etkilere neden olabilir. Bu nedenle uygulama yapılan bölge 6 saat süreyle yıkanmamalıdır. Özellikle yüze yapılan PRP sonrası 24 saat boyunca makyaj malzemesi kullanılmamalıdır.
Tedavi sonrası ağrı yaşanmaması için doktorun önerdiği narkotik analjezik ya da asetaminofen ilaçların kullanılması mümkün olsa da, doktor bazı ilaçların kullanımını 2 ila 4 hafta süreyle yasaklayabilir. Enfeksiyon gelişmesi riskini ortadan kaldırmak için doktorun belirttiği süre boyunca denize ya da havuza girilmemelidir.
PRP Tedavisi Nasıl Yapılır?
PRP tedavisi ciltteki kırışıklıkların, çatlakların, lekelerin, yara izlerinin, akne izlerinin ve saç dökülmesi gibi estetik sorunların tedavi edilmesi amacıyla uygulanabilir. PRP tedavisinin ilk adımı hastadan 8 ml civarında kan alınmasıdır. Alınan kan özel bir tüp içine konulur ve santrifüj işlemine tabi tutulur. Bu işlem sayesinde trombosit ve büyüme faktörleri açısından zengin olan plazma kısmı ayrıştırılır.
Kanın ayrıştırılan plazma kısmı lokal enjeksiyon ya da mikro iğneleme yöntemiyle deriye uygulanır. Uygulama sırasında kullanılan iğneler çok ince uçludur. Uygulama öncesi topikal anestezi yapıldığı için acı ya da ağrı hissi duyulmaz. PRP tedavisi yaklaşık 30 dakika sürer ve hasta günlük yaşantısına kaldığı yerden devam edebilir.
PRP tedavisinin etkisi uygulamanın ardından hemen görülmeye başlar. Ciltte ilk olarak parlaklık ve sıkılaşma fark edilmesine karşın bu etkiler genellikle ilk seansın ardından hafifler.
PRP seanslarına devam edilmesiyle birlikte ciltteki olumlu etkiler belirginlik kazanır ve uzun süre boyunca kalıcılığını korur. PRP tedavisi cilt gençleştirme amacıyla uygulandığında 1 ay aralıklarla 4 seans şeklinde gerçekleştirilir. Etkisi ise 1 yıl kadar sürer. Etki süresini artırmak için PRP uygulamasının yılda bir kez yenilenmesi gerekebilir.
Ciltteki çatlakların, akne ve yara izlerinin tedavisi amacıyla gerçekleştirilen PRP uygulamalarının etkisi kalıcı olduğundan yenilenmesi gerekmez. PRP tedavisinde alınan kanın plazma kısmı yoğunlaştırıldığı ve herhangi bir katkı maddesi eklenmeksizin kişiye geri enjekte edildiği için yan etki söz konusu değildir. Bunun yanı sıra enfeksiyon gelişmesi ve alerji riski de yoktur. Diğer yandan pıhtılaşma bozukluğu yaşayanlara, kanser hastalarına ve otoimmün hastalıkları aktif dönemde olanlara PRP yapılamaz.
PRP ile Cilt Gençleştirme
PRP tedavisi hastadan kan alınması ve alınan kanın santrifüj işleminden geçirilip geri enjekte edilmesine dayanır. Kandaki trombositler santrifüj sırasında yoğun bir şekilde bir araya gelir. Trombositlerin yani plateletlerin en önemli özelliklerinden biri cilt üzerindeki yaraları ve deformasyonları hızlı bir şekilde iyileştirmesidir. Cildin yeniden yapılandırılmasına yardımcı olan PRP tedavisi yaş almaya bağlı olarak ortaya çıkan pek çok farklı sorunu gidermek için etkili bir yöntemdir.
PRP tedavisi uygulanacak hastadan alınan kan santrifüj cihazına yerleştirilir ve kanın platelet bakımından zengin olan kısmının açığa çıkması sağlanır. Santrifüj işlemi yaklaşık 8 dakika boyunca ve 3000 devir/dakikada yapılır. Ayrıştırılmış olan kanın içinde yoğun miktarda trombosit bulunur. Trombosit, PRP tedavisi için gerekli olan madde olup bu maddenin hedef bölgeye enjekte edilmesi ile PRP tamamlanır.
Elde edilen plazmada yoğun miktarda trombositin yanı sıra lökositler de bulunur. Aktive olmuş trombositler ve lökositler, büyüme faktörü salgılama özelliği ile öne çıkar. Büyüme faktörlerinin kök hücrelerin göçünü ve çoğalmasını tetiklemesi sayesinde dokuların kendini yenilemesi süreci başlar.
PRP enjeksiyonunun ardından cilt gençleşerek eskiye oranla daha canlı ve dinamik bir görünüm alır. Çeşitli etkenlere bağlı olarak yüz bölgesinde ortaya çıkan ince çizgi ve kırışıklıkların da PRP tedavisi ile giderilmesi mümkün olabilir. PRP cilt nemliliğini önemli ölçüde artırarak akne, sivilce ve yara izlerini onarma sürecine katkı sağlayabilir.
Genel sağlık durumunda uygulamaya engel herhangi bir durum olmayan herkes PRP tedavisi için aday olarak kabul edilir. Ancak kanındaki trombosit sayısı normale göre az olan kişilere PRP yapılmaz. PRP tedavisinin başarısı, kandaki trombosit sayısının yüksekliği ile orantılıdır.