Hiperhidroz, halk arasında bilinen adıyla aşırı terleme, vücudun normalden fazla miktarda ter üretmesi durumu olarak tanımlanabilir. Terleme, vücut sıcaklığını düzenlemek ve toksinlerden arınmak için kullanılan fizyolojik bir mekanizmadır. Hiperhidroz hastalarında normalden çok daha yoğun bir şekilde çalışan süreç, bireyin yaşam konforunu ciddi şekilde etkiler. Dünya genelinde nüfusun %2 ila %3’ünü etkilediği tahmin edilen hiperhidroz, bireylerde fiziksel rahatsızlık yaratmanın yanı sıra psikolojik zorluklara da yol açabilir.
Hiperhidroz Türleri
Hiperhidroz, vücudun normalden çok daha fazla terlemesine neden olan bir durum olup iki ana türe ayrılır: primer (birincil) ve sekonder (ikincil). Primer hiperhidroz, genellikle genetik bir yatkınlıktan kaynaklanır. El, ayak, yüz ya da koltuk altı gibi belli bölgelerde aşırı terleme ile kendini gösterir. Sekonder hiperhidroz ise altta yatan bir sağlık sorunu veya belirli ilaçların yan etkisi nedeniyle ortaya çıkar. genellikle tüm vücutta terlemeye neden olur.
1. Primer Hiperhidroz
Genetik faktörlerle ilişkilendirilen primer hiperhidroz, genellikle diğer sağlık sorunlarından bağımsız olarak gelişir. Çoğunlukla ergenlik döneminde ortaya çıkar. Avuç içi, ayak tabanı, koltuk altı ve yüz gibi belirli bölgelerde lokalize olabilir. Genellikle simetrik bir şekilde dağılım gösterir ve uyku sırasında durma eğilimindedir.
2. Sekonder Hiperhidroz
Sekonder hiperhidroz, başka bir sağlık durumunun ya da ilaç kullanımının sonucu olarak tüm vücutta görülen aşırı terleme türüdür. Tiroid hastalığı, diyabet, menopoz, obezite, Parkinson hastalığı ve bazı enfeksiyonlar gibi rahatsızlıklar sekonder hiperhidrozun nedenlerinden bazılarıdır. Bu tip terleme, genellikle aniden başlar ve gece uykusunda da devam edebilir.
Hiperhidrozun Nedenleri Nelerdir?
Hiperhidrozun nedenleri, hastalığın türüne bağlı olarak değişiklik gösterir. Primer hiperhidrozun kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte ter bezlerinin aşırı uyarılmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Genetik yatkınlık prime hiperhidrozda önemli bir rol oynar ve ailede hiperhidroz geçmişi olan bireylerde daha sık görülür.
Sekonder hiperhidrozun nedenleri ise daha geniş bir yelpazede incelenebilir. Bu nedenler arasında hormonal dengesizlikler, enfeksiyonlar, sinir sistemi bozuklukları, gebelik, bazı kanser türleri ve kullanılan ilaçlar bulunur. Ayrıca yaşam tarzı alışkanlıkları, aşırı stres ve
sık sık baharatlı yiyecek tüketimi gibi faktörler de hiperhidrozun şiddetini artırabilir.
Hiperhidroz Belirtileri
Hiperhidrozun belirtileri, günlük yaşamı büyük ölçüde etkileyebilir. Genelde eller, ayaklar, yüz ve koltuk altlarında yoğunlaşan terleme nedeniyle kişinin rutin işleri dahi zorlaşabilir. Hiperhidrozun yaygın belirtileri aşağıda sıralanmıştır:
Ellerde ve ayaklarda sürekli nemlilik
Giysilerde belirgin ter lekelerinin oluşması
Yazı yazarken kağıtların ıslanması
Telefon ekranında kayma sorunları
Sosyal ortamlarda öz güven eksikliği
Terli bölgelerde kızarıklık ve kötü kokuya neden olabilecek bakteri birikimi
Uzun vadede cilt tahrişi, mantar enfeksiyonları ve egzama gibi sorunların ortaya çıkması
Primer hiperhidrozda belirtiler genellikle gündüz saatlerinde görülür ve gece uykusu sırasında nadiren yaşanır. Ancak sekonder hiperhidroz hem gündüz hem de gece terleme sorunlarına yol açabilir.
Hiperhidroz Teşhisi Nasıl Konulur?
Hiperhidroz teşhisi genellikle hastanın şikayetleri, tıbbi öyküsü ve yaşam kalitesini etkileyen durumların dikkatlice değerlendirilmesiyle konur. İlk olarak hastanın günlük yaşantısının nasıl etkilendiğini anlamak için terleme ile ilgili sorular sorulur. Terleme ataklarının günün hangi saatlerinde daha yoğun olduğu, belirtilerin gece vakitlerinde görülüp görülmediği ve terlemenin vücudun hangi bölgelerinde yoğunlaştığı gibi bilgiler teşhis sürecinde önemli bir rol oynar. Ayrıca ailede benzer bir durumun olup olmadığı gibi genetik faktörler de göz önünde bulundurulur.
Fiziksel muayene sırasında ise terleme bölgeleri ve yoğunluğu dikkatlice değerlendirilir. El, ayak, koltuk altı gibi bölgelerdeki aşırı terleme incelenir, terleme miktarı ve şekli kaydedilir. Gerekli durumlarda daha ileri testlere başvurulabilir. Nişasta-iyot testi, terleme bölgelerinin net bir şekilde görünmesini sağlayarak terleme yoğunluğunun tespit edilmesine yardımcı olur. Gravimetrik ölçüm yöntemiyle ise belirli bir zaman diliminde üretilen ter miktarı hassas bir şekilde ölçülür.
Sekonder hiperhidrozdaki olası nedenlerin dışlanması için ek testler yapılması gerekebilir. Bu süreçte tiroid fonksiyon testleri, kan şekeri seviyeleri ve hormon değerlendirmeleri gibi daha ayrıntılı incelemeler gerçekleştirilir. Ayrıca hiperhidroza eşlik edebilecek başka tıbbi durumların varlığına ilişkin belirtiler de dikkatle incelenir. Bu kapsamlı değerlendirmeler, hiperhidrozun primer mi yoksa sekonder mi olduğunu anlamada hayati bir rol oynayarak uygun tedavi planının oluşturulmasına olanak tanır.
Hiperhidroz Tedavi Yöntemleri
Hiperhidroz tedavisi; hastalığın türüne, ciddiyetine ve hastanın yaşam kalitesine etkisine göre değişiklik gösterir. Hangi yöntemin tercih edileceği, bireyin terleme yoğunluğu ve etkilenen bölgelerin konumuna göre belirlenir. Hiperhidroz tedavisinde kullanılan belli başlı yöntemler aşağıda yer almaktadır:
Antiperspirant Kullanımı
Alüminyum klorür içeren reçeteli antiperspirantlar, ter bezlerini geçici olarak kapatarak hafif ve orta dereceli hiperhidroz vakalarında etkili olabilir. Bu ürünler genelde yatmadan önce uygulanır ve düzenli kullanım gerektirir.
Botoks Enjeksiyonu
Botulinum toksini (botoks), sinirlerin ter bezlerini uyarma işlevini engelleyerek terlemeyi azaltır. Özellikle koltuk altı, el ve ayak terlemesi tedavisinde etkili bir yöntemdir. Ortalama 4 ila 6 ay boyunca etkili olan bu işlemin düzenli olarak tekrarlanması gerekebilir.
İyontoforez
Bu yöntemde, düşük voltajlı bir elektrik akımı kullanılarak ter bezlerinin geçici olarak bloke edilmesi sağlanır. Özellikle avuç içi ve ayak tabanı terlemesi için kullanılan bir tedavi seçeneğidir. Seansların düzenli uygulanması gereklidir.
İlaç Tedavisi
Antikolinerjik ilaçlar, sinir sistemi yoluyla ter bezlerini baskılayarak terlemeyi azaltabilir. Ancak ağız kuruluğu ve görme bozukluğu gibi yan etkileri olması nedeniyle ilaçlar dikkatli kullanılmalıdır.
Cerrahi Müdahale
Diğer yöntemlerin yetersiz kaldığı durumlarda cerrahi tedavi seçenekleri düşünülebilir. Endoskopik torasik sempatektomi (ETS) adı verilen bir işlemle, terlemeye neden olan sinirler kesilir veya bloke edilir. Ancak cerrahinin bazı riskleri ve yan etkileri bulunabilir.
Doğal ve Yaşam Tarzı Değişiklikleri
Gevşeme teknikleri uygulamak, stres azaltıcı egzersizler yapmak ve doğal malzemelerden üretilen giysiler tercih etmek gibi yaşam tarzı değişiklikleri de hiperhidrozun etkilerini hafifletebilir. Ayrıca baharatlı yiyeceklerden ve kafeinden kaçınmak da önemli ölçüde fayda sağlayabilir.