Çene yapısı, kişilerin yüz hatları ve görünümünü doğrudan etkileyen bir forma sahiptir. Çünkü genel yüz şeklinin yanı sıra, diğer uzuvların görünümüyle de bütünleşmektedir. Aynı zamanda yüzün bittiği ve boynun başladığı noktada konumlandığı için yan profil görünümü üzerinde de belirleyici bir hat oluşturmaktadır.
Çene hatları; yaşın ilerlemesi, cilt dokusunun deforme olması ya da genetik faktörlere bağlı olarak şekillenmektedir. Çene ucu ve genel çene hatlarının uyumsuz olması ise estetik açıdan orantısız bir görünüme yol açmaktadır. Bu nedenle günümüzde birçok kişi, çene dolguları ile yüz simetrisi oluşturmayı tercih etmektedir. Böylece estetik ameliyatlara ihtiyaç duyulmadan arzu edilen görünüme kavuşmak mümkün olmaktadır.
Çene dolgusu işlemleri, günümüzde her yaş grubundan ve cinsiyetten kişinin en sık tercih ettiği estetik müdahaleler arasında yer almaktadır. İşlem sırasında insan metabolizması ile uyumlu ve doğal içerikli olan dolgu maddeleri kullanılmaktadır. Bu sayede anestezi, kesi ve dikiş işlemlerine ihtiyaç duyulmadan da çenedeki simetrik bozuklukların, eşitsizliklerin ya da çukurluğun giderilmesi mümkün hale gelmektedir.
Çene ucunun geride olması, belirgin görünmemesi ya da düşüklük sorunun görülmesi gibi durumlar kişilerin yüz görünümlerini olumsuz etkilemektedir. Aynı zamanda alın, elmacık kemikleri ya da burun gibi uzuvların büyük görünmelerine de yol açabilmektedir. Bu durumlarda ise çene ucu dolgusu işlemleri uygulanarak kısa sürede çözüme kavuşmak mümkündür.
Çene Dolgusu Neden Yapılır?
Çene dolgusu işlemleri, kişilerin yüz hatlarının daha orantılı ve estetik görünmesi amacı ile uygulanmaktadır. Bu sayede kişiler, arzu ettikleri görünüme kavuşarak özgüven problemlerini yenebilmektedir. Çene dolgusunun en sık yapılma sebepleri ise şu şekilde sıralanabilmektedir:
- Çene ucunun çok düz ya da sivri bir görünüme sahip olması,
- Çene hattının belirsiz olması,
- Çene ucunun düşük ya da geride olması,
- Çenede derin gamze çukurlarının görülmesi,
- Çenede sarkmaların meydana gelmesi,
- Estetik ameliyatlarda kullanılan anestezi, kesi ve dikiş gibi işlemlerin uygulanmaması sayesinde komplikasyon gelişme riskinin önlenebilmesi,
- İyileşme sürecinin bulunmaması,
- Çene ucunun genel yüz hatlarına oranla geniş ya da dar olmasıdır.
Farklı estetik uygulamalar için başvuru yapan birçok kişi, rahatsızlıklarının çene dolgusu işlemleri ile giderilebileceğini öğrenmektedir. Özellikle gıdı sarkmaları ya da yan profil görünümünde asimetrilerin oluşması gibi durumların giderilmesi için çene dolgusu uygulamaları çözüm sunmaktadır.
Çene Dolgusu Nasıl Yapılır?
Çene dolgusu işlemleri, oldukça kısa süren ve ağrısız olan estetik müdahalelerdir. Bu nedenle her geçen gün daha yaygın bir hale gelmektedir. Çene dolgusu uygulama adımları ise kısaca şu şekilde sıralanabilmektedir:
- Ön görüşme sırasında kişinin genel yüz hatları ve çene hatlarının incelenmesi için her açıdan fotoğraf çekimlerinin yapılması,
- Çekilen fotoğraflar üzerinden kişinin rahatsızlık duyduğu noktalar ile çenede tespit edilen diğer estetik kusurlar dahilinde uygulama alanlarının belirlenmesi,
- İşlem sonrasında kazandırılacak görüntü hakkında kişiye bilgi verilmesi ve onay alınması,
- İşlemden 30 dakika öncesinde lokal anestezik etkili kremlerin uygulanması ve bölgesel uyuşmanın sağlanması,
- Uyuşma görüldükten sonrasında antiseptik solüsyonlar ile bölgenin sterilize edilmesi,
- Uygulama alanlarının işaretlenmesi,
- İnce uçlu iğneler yardımıyla dolgu maddesinin belirlenen alanlara enjekte edilmesi,
- Gerekli kontrolleri sağladıktan sonrasında kişinin dikkat etmesi gereken noktalar hakkında bilgilendirilmesi,
- Gerek görülmesi halinde koruyucu etki sağlaması için antibiyotik etkili kremlerin reçete edilmesidir.
Çene dolgusu uygulamaları, işlem tamamlandıktan hemen sonrasında etki göstermektedir. Ancak dolgu maddelerinin oturması ve tam şeklini alması için 3 ila 7 gün arasında beklenmesi gerekmektedir. Bu nedenle ilk görünümün değil, bekleme süresi dolduktan sonraki duruşun değerlendirilmesi tavsiye edilmektedir.